Ana içeriğe atla

DIŞ TİCARETTE TÜRKİYE


TÜİK’in geçtiğimiz eylül ayının sonunda ağustos ayına ilişkin dış ticaret istatistiklerini yayınladı. Rapora göre ihracat 2016 yılı Ağustos ayında, 2015 yılının aynı ayına göre %7,7 artarak 11 milyar 867 milyon dolar, ithalat %3,7 artarak 16 milyar 554 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca ağustos ayında dış ticaret açığı %5,3 azalarak 4 milyar 687 milyon dolara düştü. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2015 Ağustos ayında %69 iken, 2016 Ağustos ayında %71,7'ye yükseldi. Dış ticaret açığı %5,3 azalarak 4 milyar 687 milyon dolara düştü.
                                                                                                                                  (DEĞER: BİN ABD $)

İHRACAT DEĞER
DEĞİŞİM
İTHALAT DEĞER
DEĞİŞİM
2015 AĞUSTOS
11 022 045

15 969 293

2016 AĞUSTOS
11 867 055
%7.7
16 553 823
%3.7

                En çok ihracat yapılan ilk dört ülke:
1.         Almanya (1 milyar 193 milyon dolar)
2.         İngiltere (921 milyon dolar)
3.        Irak (708 milyon dolar)
4.        ABD (606 milyon dolar)

En çok ithalat yapılan ilk dört ülke:
1.       Çin (2 milyar 531 milyon dolar)
2.       Almanya (1 milyar 738 milyon dolar)
3.       Rusya (1 milyar 378 milyon dolar)
4.       İtalya (823 milyon dolar)

Yüksek Teknolojinin Payı 

Ülkemizde yüksek teknolojinin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3,4 oldu. Bu bizim için kötü bir veri. Çünkü gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin ihracatlarındaki ileri teknoloji ürünlerin payları daha büyük. Artık bilgi çağında yaşıyoruz, insanlar AR-GE faaliyetleriyle ürün geliştirmesi yaparak düşük maliyet ancak yüksek getiri sağlayan ürünlerle müthiş bir gelir elde ediyor. Biz bu konuda çok geri kaldık. Ülkemizde merkezi yönetim bütçesinden AR-GE faaliyetleri için ayrılan ödenek ve harcamalar aşağıdaki gibidir:
                                                                                                                                        (Değer: Milyon TL)
Dönem
Ar-Ge Harcaması
Dolaylı Ar-Ge Destekleri
2012
4 523
921
2013
5 828
923
2014
5 611
1 360
2015
6 173
1 722
2016
7 461
1 914

2015 yılında TÜİK tarafından yapılan araştırmada ise Ar-Ge harcamalarının GYSH içindeki payı 2014 yılında %1,1 olmuştur.

ABD, ÇİN VE İSRAİLİN AR-GE HARCAMALARININ GSYH İÇİNDEKİ PAYLARI
YILLAR/ÜLKELER
ABD
GÜNEY KORE
İSRAİL
2010
%2.74
%3.46
%3.93
2011
%2.76
%3.74
%4.01
2012
%2.69
%4.02
%4.12
2013
%2.74
%4.14
%4.08
2014
-
%4.29
%4.10

                Bu 3 ülkeyi Türkiye ile karşılaştırdığımız zaman daha çok yol kat etmemiz gerektiğini anlıyoruz. Güney Kore ve İsrail bu alanda ciddi bir harcama yapıyor. ABD’nin ortalama %2,70'lik Ar-Ge harcaması sizi yanıltmasın çünkü ABD 17,4 trilyon dolarlık bir GSYH’ye sahip. Bunu da oranlarsak yaklaşık 370 milyar dolar gibi bir parayı Ar-Ge harcamalarına aktarıyor. Yani bizim GSYH’mizin hemen hemen yarısından biraz fazla bir tutar.

                Sonuç olarak gelişmiş bir ülke konumuna gelebilmek için yüksek teknoloji ürün üretmemiz ve bunu ihraç etmemiz şarttır. Yükselen bir grafiğimiz var ancak bu bize yetmez. Bu alanda kalifiye eleman yetiştirerek ve çalışmaları için gerekli ortam ve bütçeleri ayarlamamız lazım. Tablodaki ülkeler bunu yıllardır yapıyorlar, örnek almamız lazım. Bu hamleleri gerçekleştirdikten sonra daha istikrarlı bir büyüme yakalayacak, cari açığımız kapanacak, kişi başına düşen gelirimiz artacaktır. 

Kaynakça




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ HAKKINDA

Ekonomistler; ülkeler neden ticaret yapar, ülkelere nasıl bir fayda sağlar veya hangi malları ithal edip hangilerini ihraç etmeli gibi soruların cevabını ararken çeşitli teoriler üretilmiştir. Uluslararası İktisat dersi veya İktisat tarihi derslerinde bu iki teoriyi çokça duymuşsunuzdur. Bu yazımda bu iki teoriden bahsedeceğim. Yazıma başlamadan önce Uluslararası Ticaret Teorisinin varsayımlarını madde madde yazacağım ve teorileri bu maddeler üzerinden değerlendireceğiz: ·       İki ülke, iki mal ve her iki ülkede üretim yapıyor. ·       Mallar homojen ·       Para yok, değiş-tokuş ekonomisi söz konusu ·       Fiyatlar reel ·       Mal faktör piyasalarında tam rekabet halde ·       Devlet müdahalesi yok ·       İşgücü ülke içerisinde tam hareketli ancak ülkeler arasında tam hareketsiz ·       Ekonomi tam çalışma durumunda  ·       Taşıma-nakliye giderleri 0 (sıfır) Mutlak Üstünlük Teorisi – Adam Smith 1776  Uluslararası ticaret ilk defa Adam Smith’in y

SERMAYE PİYASALARI NEDİR ?

Sermaye piyasaları; finansal piyasanın bir alt koludur. O yüzden ilk olarak finansal piyasaları açıklayarak başlayacağım. Finansal Piyasa Finansal tasarruf fazlası olanlar ile mal ve hizmet üretimi, ticareti vb. alanlarda faaliyet göstermek için kaynak ihtiyacı içinde olan, fon( en genel tabiriyle para) talep eden birimler arasındaki fon akışını sağlar. Finansal piyasaların çeşitli fonksiyonları vardır. Bunlar; ·       Reel piyasaya kaynak sağlamak ·       Sermaye birikimi oluşturmak ·       Likidite temin etmek ·       Risk dağıtımı yapmak ·       Mülkiyeti tabana yaymak Finansal piyasalar ikiye ayrılır; Para Piyasası Para piyasaları, fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı ve kullandıkları araçların vadeleri 12 ayı geçmeyen piyasaları ifade eder. Bu finansal araçlar; ·       Mevduat ·       Hazine bonoları ·       Finansman bonoları ·       Mevduat sertifikaları ·       Repo ·       Banka kabulleri ·       Banka bono

HOLLANDA EKONOMİSİNE BİR BAKIŞ

Hollanda 17 milyon nüfusa sahip, bazı bölgeleri deniz seviyesinin altında kalan ve deniz doldurularak inşa edilen bir ülke olup ekonomisi çok güçlü bir yapıya sahiptir. Avrupa ekonomisinde ve dünya siyasetinde yüzyıllar boyunca önemli rollere sahip olmuştur. Ülke ekonomisinin kalkınmasını sağlayan faktörlere baktığımızda; nakliye/lojistik, kimya sanayi, ticaret ve hizmetlerden oluşmaktadır. Ayrıca bir tarım ülkesi olan Hollanda, bu alanda ciddi yatırımlar yaparak 2016 yılında Avrupa’da birinci, dünyada ise en çok ihracat hacmine sahip ikinci ülke konumundadır. Avrupa’daki stratejik konumu ve çok gelişmiş alt yapısı ile Avrupa’nın dağıtım ve lojistik merkezi konumunda olması ve ihracatının yaklaşık % 46’nın re-eksporttan oluşması ve transit ticaretin de önemli ölçekte olması nedeniyle diğer Avrupa ülkelerine ve hatta dünyadaki diğer ülkelere açılan bir kapı konumundadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun “2016-2017 Küresel Rekabet Edebilirlik Raporu”nda, Hollanda, 138 ülke arasınd