Öncelikle 2 gün önce Beşiktaş'ta yaşanan hain terör saldırısı sonucu yaşamını yitiren polislerimiz ve sivil halkımıza Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır diliyorum.
Bugün TÜİK tarafından Türkiye GSYH 3. Çeyrek büyüme verileri
açıklandı. Tahmin edildiği gibi bir daralma yaşandı. 3. Çeyrekte ekonomimiz %1,8
daraldı. Türkiye en son 2009 3. Çeyreğinde %2,8 daralma yaşamıştı. Yılın ilk dokuz
ayında ortalama büyüme %2,2 olarak gerçekleşti. Tarım sektörünün katma değeri geçen yılın aynı
çeyreğine göre %7,7 azalırken, sanayi sektörünün katma değeri %1,4, hizmetler
sektörünün katma değeri %8,4 geriledi. İnşaat sektörü katma değeri ise %1,4
artış gösterdi.
(Grafik: NTV Ekonomi)
Verilerin açıklanmasından sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşek açıklamalarda bulundu: “Yurtiçinde
yaşanan gelişmelerin yanı sıra küresel ve bölgesel konjonktürün bozulduğu bir
dönemden geçiyoruz. Küresel ticarette zayıflama, gelişmekte olan ülkelere
yönelik sermaye akımlarında azalma ve jeopolitik gerginlikler üçüncü çeyrekte
büyüme üzerinde etkili olmuştur. Üçüncü çeyrekte; hain darbe girişimi ve terör
olayları büyümeyi baskılamıştır. Bu gelişmeler sonucunda turizm gelirleri daralmıştır.
Ayrıca elverişsiz hava koşulları tarımsal üretimi sınırlamıştır. Kamu
tüketiminin güçlü desteğine rağmen; yurtiçi ve küresel piyasalarda yaşanan söz
konusu gelişmeler kaynaklı yurtiçi talep ve ihracat daralmıştır.” Bu açıklamaların
ardından gerekli tedbirleri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini ekleyerek
bitirdi.
Ülke olarak yaşadığımız kötü günlerin ardından böyle bir
verinin gelmesini normal karşılıyorum. Yaşanılan o kadar olay üretimimizi kötü
yönde etkiledi. Eylül ayı sanayi üretim endeksi sert bir düşüş kaydetmişti ve %3,1
daralma yaşadıktan sonra ekim ayında %2 oranında bir büyüme gerçekleştirdi. Ekonomimizin lokomotifi olan sanayi sektöründe
eylül ayında yaşanan bu daralma ipucu niteliğindeydi. Sanayi sektörü daralırsa,
büyüme verilerinin sıkıntıya gireceği artık beklenen bir durum haline gelmişti.
Kötü günleri geride
bırakmamız için içinde bulunduğumuz belirsizlik ortamından acilen kurtulmamız
gerekiyor. Üretim sektöründe olan dostlarımla ettiğim sohbetler neticesinde
duyduklarım; “iş var ama ödemeleri alamıyoruz, piyasada para kalmadı, herkes
borcunu öteliyor”. Ülkede yaşanan en ufak kötü olay ekonomik açıdan hepimizi
olumsuz etkiliyor. Özellikle üretim sektörü derin yaralar alıyor. Yine dostlarımla
yaptığım sohbetten örnek verecek olursam; “iş yapamıyoruz, herkes beklemede
şuan ortalığın durulmasını bekliyoruz bizde”. Bu tarz olayları 2016 yılında çok
yaşadık. Böyle bir ortamda büyüme
verilerinin iyi gelmesi mucize olurdu.
Bu yılı kapattık diyebiliriz. Artık 2017 yılına odaklanarak
bu yıl yaşadığımız kötü olayların yaralarını sarıp ve ders çıkartarak devam
etmeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder