Ana içeriğe atla

FED, TRUMP VE DOLAR ÜÇLÜSÜ

Dolar son günlerde rekor üstüne rekor kırıyor. Cuma günü kapanışı  3.37 TL’den yaptı. Bunun sebeplerini biraz inceleyecek olursak, ABD başkanlık seçimlerinde favori olarak görünen Hilary Clinton’ın başkan olamayıp onun yerine Donald Trump’ın seçilmesi piyasalarda adeta bir şok etkisi yarattı. Donald Trump’ın vergi oranlarının indirilmesi ve alt yapı harcamalarının artırılması gibi uygulayacağı ekonomik politikalar enflasyonu baskılayacağı için FED enflasyonu dengelemek amacıyla faiz silahını kullanmakta rahat olacaktır. Zaten FED’in son yaptığı açıklamalar aralık ayında faiz artışına kesin gözüyle bakılıyor. Dolardaki artışın diğer bir sebebi budur.
Durum böyleyken TCMB ve hükümetten bir hamle bekleniyordu ve bu hamleler yapıldı. Öncelikle hafta içi TCMB ROK’da (rezerv opsiyon katsayısı) indirim yaparak piyasaya ek 700 milyon dolar likitide sağlayacağını açıkladı ancak dolarda herhangi bir düşüş eğilimi olmadı. Cuma günü akşam saatlerine doğru ise Başbakan Yıldırım eşliğinde EKK (Ekonomi Koordinasyon Kurulu) toplandı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada “Ekonomimizin direncini artıracak reformlar hızlandırılacak. Reel sektörün desteklenmesine yönelik  adımlar devam edecek. Merkez Bankası fiyat istikrarı için tedbirler alacak” denildi. Yapılan açıklama da en çok dikkatimi çeken Merkez Bankası ile ilgili olanıdır. Çünkü TCMB ekonomide sadeleşme adı altında ekonomik büyümeyi destekleyecek kararlar alırken (faiz indirimleri) enflasyonu ve döviz kurlarını biraz yabana atıyor gibiydi. Yapılan bu açıklama, TCMB’nin dolardaki tansiyon düşene kadar faiz indirimine gitmeyeceğinin göstergesidir. Bazı yetkililer EKK toplantısından önce hafta içi  “TCMB hala faiz indirebilir” diyordu. Bunu söyleyenler ya ekonomiden anlamıyor ya da körler.  Bu tarz kararların ekonomimizde kötü etkileri olduğu çok açık ve net. 

Kura yapılan ve yapılacak olan bu müdahaleler için hükümet biraz isteksiz gibi görünüyor. Bunun arkasında ne gibi sebepler yatıyor bilemeyiz ancak bir tahminde bulunacak olursam (tamamen kişisel bir görüştür); ABD ile arası bozulan Araplar paralarını yavaş yavaş oradan çekiyorlar. Zaten İslam karşıtı bir başkan da seçilmişken Araplar ABD’den çıkacaktır. Daha önce Kral Selman Türkiye’ye 550 milyar dolar yatırım yapacağını dile getirmişti. Ayrıca geçen hafta CNR Expo fuarına da Arapların ilgisi büyüktü. Devlet, Arap sermayesini ülkemize çekebilmek için bu tarz kararların alınmasını ve uygulamasını geciktiriyor olabilir.  Ancak ne olursa olsun bu tarz kararlar vatandaşın cebine yansıdığı açık. Kura bağlı olarak enflasyon daha da baskılanacaktır. Zaten son gelen veri pek iyi değildi dolardaki bu artışa bir çare bulunamazsa kötü senaryolar gerçekleşmeye başlayacak. Umarım EKK toplantısında alınan kararlar istikrarlı bir şekilde uygulanır ve TCMB asli görevi olan fiyat istikrarını sağlamaya devam eder.


Sonuç: Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ HAKKINDA

Ekonomistler; ülkeler neden ticaret yapar, ülkelere nasıl bir fayda sağlar veya hangi malları ithal edip hangilerini ihraç etmeli gibi soruların cevabını ararken çeşitli teoriler üretilmiştir. Uluslararası İktisat dersi veya İktisat tarihi derslerinde bu iki teoriyi çokça duymuşsunuzdur. Bu yazımda bu iki teoriden bahsedeceğim. Yazıma başlamadan önce Uluslararası Ticaret Teorisinin varsayımlarını madde madde yazacağım ve teorileri bu maddeler üzerinden değerlendireceğiz: ·       İki ülke, iki mal ve her iki ülkede üretim yapıyor. ·       Mallar homojen ·       Para yok, değiş-tokuş ekonomisi söz konusu ·       Fiyatlar reel ·       Mal faktör piyasalarında tam rekabet halde ·       Devlet müdahalesi yok ·       İşgücü ülke içerisinde tam hareketli ancak ülkeler arasında tam hareketsiz ·       Ekonomi tam çalışma durumunda  ·       Taşıma-nakliye giderleri 0 (sıfır) Mutlak Üstünlük Teorisi – Adam Smith 1776  Uluslararası ticaret ilk defa Adam Smith’in y

SERMAYE PİYASALARI NEDİR ?

Sermaye piyasaları; finansal piyasanın bir alt koludur. O yüzden ilk olarak finansal piyasaları açıklayarak başlayacağım. Finansal Piyasa Finansal tasarruf fazlası olanlar ile mal ve hizmet üretimi, ticareti vb. alanlarda faaliyet göstermek için kaynak ihtiyacı içinde olan, fon( en genel tabiriyle para) talep eden birimler arasındaki fon akışını sağlar. Finansal piyasaların çeşitli fonksiyonları vardır. Bunlar; ·       Reel piyasaya kaynak sağlamak ·       Sermaye birikimi oluşturmak ·       Likidite temin etmek ·       Risk dağıtımı yapmak ·       Mülkiyeti tabana yaymak Finansal piyasalar ikiye ayrılır; Para Piyasası Para piyasaları, fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı ve kullandıkları araçların vadeleri 12 ayı geçmeyen piyasaları ifade eder. Bu finansal araçlar; ·       Mevduat ·       Hazine bonoları ·       Finansman bonoları ·       Mevduat sertifikaları ·       Repo ·       Banka kabulleri ·       Banka bono

HOLLANDA EKONOMİSİNE BİR BAKIŞ

Hollanda 17 milyon nüfusa sahip, bazı bölgeleri deniz seviyesinin altında kalan ve deniz doldurularak inşa edilen bir ülke olup ekonomisi çok güçlü bir yapıya sahiptir. Avrupa ekonomisinde ve dünya siyasetinde yüzyıllar boyunca önemli rollere sahip olmuştur. Ülke ekonomisinin kalkınmasını sağlayan faktörlere baktığımızda; nakliye/lojistik, kimya sanayi, ticaret ve hizmetlerden oluşmaktadır. Ayrıca bir tarım ülkesi olan Hollanda, bu alanda ciddi yatırımlar yaparak 2016 yılında Avrupa’da birinci, dünyada ise en çok ihracat hacmine sahip ikinci ülke konumundadır. Avrupa’daki stratejik konumu ve çok gelişmiş alt yapısı ile Avrupa’nın dağıtım ve lojistik merkezi konumunda olması ve ihracatının yaklaşık % 46’nın re-eksporttan oluşması ve transit ticaretin de önemli ölçekte olması nedeniyle diğer Avrupa ülkelerine ve hatta dünyadaki diğer ülkelere açılan bir kapı konumundadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun “2016-2017 Küresel Rekabet Edebilirlik Raporu”nda, Hollanda, 138 ülke arasınd